19 Ağustos 2015 Çarşamba

GİTMELERİN ARDINDA KALAN SÖZ BULUTLARI

Şimdi gözlerin gelmeliydi ardımdan kal diye haykırmalıydılar.kalırdım inan…
Mahrum kalmaktansa mahçup kalırdım sana.tükürdüğümü yalar,dönmem dediğim halde dönerdim.şimdi yalnızlığıma sarılıyor olmazdım herkes ardında bir geçmiş bırakıyor her gidenin ardında beyaz bir mendil salınıyor benim karşım bomboş …gözüme takılan hiçbir hoşçakal benim değil.uzun uzun bakamıyorum dışarı Başım iki elimin arasında kara bir yanlızlığın son anonsunu duyuyorum .
kalkış saati yaklaştı kapılar kapanmak üzere.ne aptallık…hala gelmeni umut ediyorum.kal diyen bir ses çalınıyor kulaklarıma hayal olduğunu biliyorum ama yine de elim bavuluma varıyor ya gerçekse diye..Oysa kalkış başladı istesen de yetişemezsin son kez bakıyorum camdanyok yok yok …böylesi kolay olur sanmıştım kimse yokken ardımda kaçmak kolay olacaktı ama insan öyle bencil ki ardında kendi için ağlayacak gözler istiyor .her istediği olmaz insanın bilirim ama gelmeliydin kaybedecek neyimiz vardı geride .yeni bir başlangıç için herşeye sahiptik sana bana iki kalbe iki hayata …
            şimdi kolay olanı seçti diyorsun.belki de hakılısın hiç değilse bir birlikteliğin hakkından vebalinden arınmış gidiyorum .git diyen sendin.seni seninle başbaşa bırakıp gidiyorum .Gittiğim yolun sonunu pek te merak etmiyorum yeni bir yer yeni bir başlangıç yeni bir sayfa…neresi olduğuna değil nasıl olduğuna önem veriyorum .seni bana unutturacak kadar yeşil bir yer olmalı gözlerinin renginde çakıl taşları biriktirmeliyim cebimde seni her aklıma düşürdüğümde bir taş atmalıyım denize cebimden azar azar bir engine düşmelisin seni aşık olduğum maviliğe gömmelyim büyümelisin içine batıp çıkmalıyım ruhum arınmalı senden yine seninle…kürek çekmeliyim kıyıların boyunca açık mavilerini yırtmalı asiliğim…ağlar dolusu yıldız çekmeliyim eteklerinden rızkım senden olmalı sana şükretmeliyim sana ve seni bana bahşeden o yüce varlığa…
            Ahşap olmalı yalnızlımı paylaştığım barınak.sensizliğe çentikler atmalıyım.her yer sensizliği mıh gibi kazımalı aklıma.sensizliğe alışmanın tek yolu bu galiba çivi çiviyi sökecek ben de seni…toprak kokmalı heryer sen toprağı seversin mis kokulu çiçekler açmalı yol boyu.fesleğenler menekşeler donatmalı odanın penceresini domates ekmeliyim küçük olanlardan mis gibi çoban salatası bu mevsim ne güzeldir .akşam kapı dibine bir kedicik ilişmeli ilişmeliki uyuyabileyim bir nefes olmalı bir yerlerde .öyle hemen olmaz dibine düşmek yanlızlığın daha vakit var
            Uyanıyorum ilk mola yerine varmışız ne kadar uzaklaştım bilmiyorum elim bavulumu sıkıca kavramış geleceksin diye öylece dalmışım uykuya sensiz ilk yarım saat başladı bak zaman nasıl da çabuk geçiyor akşam ayazı düşmüş yollara usulca adımlıyorum yolları .bir camekanda süretine rastlıyorum kafamı çeviriyorum bir heves .yoksun olmayacaksın da … usulca birkaç adımdan sonra ayağım kayıyor düşecek gibi oluyorum.kolumdan kavrıyor sıcaklığın hayal gördüm sanıyorum.hayır hayal değil gerçeksin şimdi yanımdasın,sarılıyorum gözlerini öpüyorum uzun uzun sen beni bırakmazsın biliyordum.sesim kısılana kadar bağırıyorum.Seni seviyorum diye .sonra kanter içinde uyanıyorum hostes ayılmam için kahve ikram ediyor kahretsin ben ayılmak istemiyorum.
Hoşça kal seni hayal etmek te güzel anlıyorım

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder