19 Ağustos 2015 Çarşamba

BÜYÜMEK ÜSTÜNE KARALANMIŞ SAFLIKLAR 1

bu mektup sana uzun zamanlardan sonra ancak içimde büyütebildiğim,eğitebildiğim ve nihayetinde mezun edebildiğim o ufak kız çocuğunun içinde birikmiş özlem duygusunun dillendirilmeye az da olsa cesaret bulunmuş kelimeleri.
            kimbilir belki de gönül koymuşsundur bana?belki uzaktan göz ucuyla da olsa bir selam beklemişsindir aynı sırada oturup aynı tahtada ders almanın hatırına...yeni büyüdüm arkadaşım.inan ki yeni hatırladım geçmişimden tanıdıklarımın olduğunu.kendimi bulmanın telaşına düştüm;aç gözlülük işte...hani değdi desem yalan olur ben kendimden daha güzel şeyler ummuştum aslında işe yarar birşeyler çıkar sanmıştım kısmet değilmiş.ben;bende farklı bir bene rastlayamadım.içimde gizlediğim bir başka ben daha yokmuş.iyi bir şey mi bilmiyorum.
            herneyse sana unutulmadın demek için yazıyorum.yeni yeni hatırlıyorum geçmişimi ve bir daha unutma ihtimali vermemek için kaydediyorum bir yerlere.sen de varsın o kayıtların içinde bil diye yazıyorum.sana yazarım artık eğer sen de istersen.gözümün açılması ile gördüklerimi,dilimin çözülmesi ile dilime düşmüş anlamlı alamsız sözcüklerimi yazarım sana.
            ilgilenir misin bilmem ama ben büyüyorum galiba.henüz hayat içinde anlamlı adımlar atmaya başlayamamış olsam da...sen de bana senden bahset olmaz mı?ikimizin de gördüğü ortak şeylerin senin gözündeki suretlerini,senin lugatındaki eşlerini anlat bana.bana seni gözünde yaşamayı anlat biraz belki attığım adımların sağlamlığında yararı olur.
            bu mektup sana içimde çağlayan bir yağmur fırtınasının hasar görmemiş taraflarında bir köşeye sıkışıp gördüğüm o hazin manzarayı anlatabileceğim bir zamandan hatıra...o çamurlu suyun dibine çökenler,üzerinde yüzenler.....neden her şey büyürken herşeyi büyütmeyi başarabilmişken içimizde bir yerlerde gizlenmiş bir çocuğu büyütemeyiz?karşılaştığımz her zorlukta çook derinlerde bir yerlerde anne diye kulak yırtan bir haykırış peyda olur?.dudak büzeriz içten içe.o güçlü o büyük halimiz ,o kendi işimizi kendimiz görürüz diyen ukala tavrımız ,dik başlılığımız,hükümdarlığımız ortadan kalkar.bir sıcaklığın içinde büzüşmek,sıkışmak,orada kaybolmak isteriz.saçlarımızı okşayan bir el isteriz.bize bizi ballandıra ballandıra anlatacak bir dil isteriz.her yaptığımızı hoş gören bir çift göz isteriz utana sıkıla anlattığımız şeyleri tatlı bir tebessüm ile dinleyebilecek bir sır küpü isteriz.kaçırdığımız şanslara teselli verecek bir dost isteriz.
            keyifli güneşli sabahlarıma şirin günaydınlarımı da yazarım. bu keder taraflarımı nakşettiğim mektubun son satırlarına yakışmayacağından onu da başka bir mektupta yazıcam sana...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder