hangi
hayır bize nail olur onca hayırsızlıktan,onca hayasızlıktan sonar.geçen her
günümüz kardır bize.yol uzun,iş çok biz gibisine.af dileyecek dermen gerekir
dilimize.sukunet gerekir onca ses içinde sesine hasret kaldığımız o temiz
halimize.
Öncesinde
yanaşma sevdalara tutuna tutuna doyurduk doymak bilmez nefsimizi.zamansız
uzaklaştık saflığımızdan.kurtlaştı nefsimiz,çatallandı dilimiz,katranlaştı
kalbimiz.vurdumduymazlık peyda oldu hoşgörümüzde.merhamet dilenebilecek kadar
merhamet bırakmadık kendimize.şu dünyanın nimetlerine kaparo bıraktık
kendimizi.karşılığını veremediğimiz her alışverişte,biraz merhamet,biraz
sukunet,biraz sabır feda ettik.aldıklarımızın faizine bile
yetemedik,tükendik.Aç kurtlar gibi saldırdılar bir zamanlar sofralarına oturup
hoş sohbetler ettiklerimiz.
Çare düşmedi payımıza çaresizlik ile evlendik.efsimizle
bilendik.kaybettikçe kanlandı gözlerimiz.hep daha fazlasını istedik.biraz dur
diyemedik.sevemedik gerçek olanı ve hakkıyla sevilemedik.güzel dediğimiz
kokulardan iğrendik,güzel dediğimiz yüzlerden tiksindik.
Yandık cayır cayır,cehennem ateşini arattırmadık.bir çift
göze,bir kelama feda ettik gecelerimizi.yama aldık.yamalandık ta
yamalandık.bizde,bize ait bir arşın bez bırakmadık.her terzinin iğnesini
yedik,her patıskadan bir parka biçtik eksiğimize ve gün oldu öyle hale geldik
ki tanınmaz olduk.kantarın topuzu kaçtı,terazinin ayarı şaştı neyse ne işte,bir
güzel yok olduk.
Hayırlı haberler bekledik gidenllerden.acı haberler aldık
duymaz olsaydık.giden gelmem dedi.neyimize gelsinler ki?biz artık eski biz
değildik.üzerine,hayata dair cümlelerin asılabileceği bir pano olmak iken
arzumuz;kısa süreli notlardan kalan iğne izlerinden delik deşik hale geldik ve
bu uzun yolun sonunda biz artık eski biz değildik…
Bilmiyor muyduk bir gün hasretle yanıp
tutuşacağımızı.pekala biliyorduk ama bilmek istemiyorduk.bilmek canımızı
acıtıyordu da ondan.söylemek daha zordu bilmekten.gerçeklerin gerçek olduğunu
kabullenmek.
Kim bizi bizden daha iyi tanıyabilir ki zaten
?korkularımızı bize bizden başka kim saklatabilir,uzak derin kuytuluklarda?ya
da kim evcilleştirebilirdi ki en dayanılmaz kabarışlarda?pekala biliyorduk
yalnız olduğumuzun.eş,dost,akraba,geçiciydi tüm bunlar.
Pekala biliyorduk yamacımızda bir kuş ötüşünün dahi
kalmayacağını ve uzakta sakladığımız kaorkularımız ile er ya da geç koyun
koyuna yatacağımızı.pekala biliyorduk.bilmek istemiyorduk sadece.
Melahat
kırtekin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder