19 Ağustos 2015 Çarşamba

A BENİM CANCAĞAZIM

hangi hayır bize nail olur onca hayırsızlıktan,onca hayasızlıktan sonar.geçen her günümüz kardır bize.yol uzun,iş çok biz gibisine.af dileyecek dermen gerekir dilimize.sukunet gerekir onca ses içinde sesine hasret kaldığımız o temiz halimize.
Öncesinde yanaşma sevdalara tutuna tutuna doyurduk doymak bilmez nefsimizi.zamansız uzaklaştık saflığımızdan.kurtlaştı nefsimiz,çatallandı dilimiz,katranlaştı kalbimiz.vurdumduymazlık peyda oldu hoşgörümüzde.merhamet dilenebilecek kadar merhamet bırakmadık kendimize.şu dünyanın nimetlerine kaparo bıraktık kendimizi.karşılığını veremediğimiz her alışverişte,biraz merhamet,biraz sukunet,biraz sabır feda ettik.aldıklarımızın faizine bile yetemedik,tükendik.Aç kurtlar gibi saldırdılar bir zamanlar sofralarına oturup hoş sohbetler ettiklerimiz.
            Çare düşmedi payımıza çaresizlik ile evlendik.efsimizle bilendik.kaybettikçe kanlandı gözlerimiz.hep daha fazlasını istedik.biraz dur diyemedik.sevemedik gerçek olanı ve hakkıyla sevilemedik.güzel dediğimiz kokulardan iğrendik,güzel dediğimiz yüzlerden tiksindik.
            Yandık cayır cayır,cehennem ateşini arattırmadık.bir çift göze,bir kelama feda ettik gecelerimizi.yama aldık.yamalandık ta yamalandık.bizde,bize ait bir arşın bez bırakmadık.her terzinin iğnesini yedik,her patıskadan bir parka biçtik eksiğimize ve gün oldu öyle hale geldik ki tanınmaz olduk.kantarın topuzu kaçtı,terazinin ayarı şaştı neyse ne işte,bir güzel yok olduk.
            Hayırlı haberler bekledik gidenllerden.acı haberler aldık duymaz olsaydık.giden gelmem dedi.neyimize gelsinler ki?biz artık eski biz değildik.üzerine,hayata dair cümlelerin asılabileceği bir pano olmak iken arzumuz;kısa süreli notlardan kalan iğne izlerinden delik deşik hale geldik ve bu uzun yolun sonunda biz artık eski biz değildik…
            Bilmiyor muyduk bir gün hasretle yanıp tutuşacağımızı.pekala biliyorduk ama bilmek istemiyorduk.bilmek canımızı acıtıyordu da ondan.söylemek daha zordu bilmekten.gerçeklerin gerçek olduğunu kabullenmek.
            Kim bizi bizden daha iyi tanıyabilir ki zaten ?korkularımızı bize bizden başka kim saklatabilir,uzak derin kuytuluklarda?ya da kim evcilleştirebilirdi ki en dayanılmaz kabarışlarda?pekala biliyorduk yalnız olduğumuzun.eş,dost,akraba,geçiciydi tüm bunlar.
            Pekala biliyorduk yamacımızda bir kuş ötüşünün dahi kalmayacağını ve uzakta sakladığımız kaorkularımız ile er ya da geç koyun koyuna yatacağımızı.pekala biliyorduk.bilmek istemiyorduk sadece.


                                                                       Melahat kırtekin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder