28 Mart 2017 Salı
canavarlar
şehri kan görmekle beslenen canavarlar sardı dostum
ağlayan annelere kahkaha ile karşılık veriyorlar
kaldırım araları salyalarına bulandı
gencecik bir kızın geleceği söndü duvar dibine
hayıflanmadılar imza attılar
pazarda bir bebek kayboldu kör kalabalıkta
sesi çıkmasın diye ağzını kapattılar
foseptik çukurlarda ürettiler soylarını
varlıkları ile köprü altlarını işgal ettiler
korkuttular cahil diye tanımladıkları
ruhları temiz kalabilmiş masumları
bir ağmanın arayışına kıs kıs güldüler
bir yoksulun sessizliğine tenekeler çaldılar
yordular renkli ışıklarla indirimli camekenlarla
sordular hesaplarını sıfırı bol faturalarla
birer tasma taktılar
RABB lerin den başka kimseye
itaat etmeyen ruhlara
boyunlarını büktüler
ellerini mıhlayıp çaktılar düzenin erozyonuna
çaresizce sürüklendiler mevsimler boyu
kara kışlarda titreyen eller
duran nefeslerle büyüttüler kulelerini
eskimiş hayatlarla isyan eden ruhlarla
bilelediler bıçaklarını
ruhlarımıza birer ısırık attı bu vahşi canavarlar
belki o kadar canavarlaşamadı kimimiz
ancak kirlendik birkez
hepimizde mührü var bu pisliklerin
elimizde kirleri ruhumuzda izleri var
çaresi olan her derdin devasını itina ile imha ettiler
küçük çocukların elinde oyuncak lakaplı ölümcül silahlar
ekranları kan vahşet ve gözyaşı ile boyadılar
öyle ki bu boya ile normal kılındı herşey
bir narkoz gibi sakinleştirdiler
durun dedirtecek isyanımızı
kabul dedik ne dedilerse
ne verdilerse imzaladık elimize
sebebini sormayı unutturdular bize
ruhumuz zihnimiz hayallerimiz ipotekli
beton yığınların arasına serpiştirilmiş ağaçlarda
rahat nefesler alacağımızı söyleyip kandırdılar bizi
doymadı soyu tükensin diye
dua etmeye mecalsiz kaldığımız canavarlar
bizi el birliği ile köleleştirdiler
sizce cumhuriyet bu işin neresinde
Melahat Kırtekin
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder