şakaklarında hırçın rüzgarların zırhı duruyor hala kaskatı
önceleri böyle keskin bakmazdı bakışların
içim ısınırdı alevlenen buğulu bakışlarında
şimdi,yüzü peçeli cellatlar gibisin
bakışlarında teslim oluyor şah damarım kılıcına
ellerin böyle nasırlı değildi senin
saçlarımı okşayan ellerin bunlar değil
sigaradan çatallaşmış sesin
bana şiirler okuyan ses bu ses değil
ne kadar usanmış ne kadar yorulmuşsun hayattan
beni hayata bağlayan değilsin
uzak yollar ve yabancı insanlar gibisin
bu yüz,bu eller,bu bakışlar bize ait değil
saçlarımı okşayan ellerin bunlar değil
sigaradan çatallaşmış sesin
bana şiirler okuyan ses bu ses değil
ne kadar usanmış ne kadar yorulmuşsun hayattan
beni hayata bağlayan değilsin
uzak yollar ve yabancı insanlar gibisin
bu yüz,bu eller,bu bakışlar bize ait değil
başka yüreklere mi çözüldü dilin söyle
başka yaralar mı iyileştirdi merhemin
başka gülücüklere mi inandırdılar seni
başkasın başkalaşmışsın
karşıma geçmiş geldim diyorsun şimdi
niye geldin ki bu talan edilmiş halinle
başkasın başkalaşmışsın
başka yaralar mı iyileştirdi merhemin
başka gülücüklere mi inandırdılar seni
başkasın başkalaşmışsın
karşıma geçmiş geldim diyorsun şimdi
niye geldin ki bu talan edilmiş halinle
başkasın başkalaşmışsın
şehir bıraktığın gibi değil
ben bıraktığın gibi değilim
o deli bozuk hallerim yok
zaman geçti ve ehlileşti
sevmek gafletine düşmeyecek kadar bilgilendim artık
karşıma geçmiş geldim diyorsun bana,
geldiğin yer neresi haberin var mı
hala aynı mı her şey bıraktığın gibi
küçük fidanların büyümesi
yeni şeylerin yapılıp bazılarının çökmesi gibi
değişti her şey,senin gibi benim gibi..
bir şey söylememi bekler gibisin niye
ne söylememi bekliyorsun ki
sen son sözünü giderken söyledin
bense seni uğurlarken karanlık bir boşluğa hapsettim
sana dair lisanımı
kör bir kuyunun dibindedir ya da
çıkamayacak kadar hırpalanmıştır
bekleme
sana söyleyecek sözüm yoktur benim
ne elim uzanır sana ne de konuşur dilim
öyle yabancısın ki bana
öyle yadırgıyor ki gözlerim
bir cellatsın sen
git sen o değilsin
git sana suçlular boyun eğsin
canını yakmışlardan hesap sor onlar ben değilim
ben suçlu değilim ki karşında eğilim
ya da sen affedilebilecek bir şey değilsin ki
seni affedeyim
hem ben affetmeye kabil değilim
git ne ben seninim ne de sen benim...
Melahat Kırtekin
ben bıraktığın gibi değilim
o deli bozuk hallerim yok
zaman geçti ve ehlileşti
sevmek gafletine düşmeyecek kadar bilgilendim artık
karşıma geçmiş geldim diyorsun bana,
geldiğin yer neresi haberin var mı
hala aynı mı her şey bıraktığın gibi
küçük fidanların büyümesi
yeni şeylerin yapılıp bazılarının çökmesi gibi
değişti her şey,senin gibi benim gibi..
bir şey söylememi bekler gibisin niye
ne söylememi bekliyorsun ki
sen son sözünü giderken söyledin
bense seni uğurlarken karanlık bir boşluğa hapsettim
sana dair lisanımı
kör bir kuyunun dibindedir ya da
çıkamayacak kadar hırpalanmıştır
bekleme
sana söyleyecek sözüm yoktur benim
ne elim uzanır sana ne de konuşur dilim
öyle yabancısın ki bana
öyle yadırgıyor ki gözlerim
bir cellatsın sen
git sen o değilsin
git sana suçlular boyun eğsin
canını yakmışlardan hesap sor onlar ben değilim
ben suçlu değilim ki karşında eğilim
ya da sen affedilebilecek bir şey değilsin ki
seni affedeyim
hem ben affetmeye kabil değilim
git ne ben seninim ne de sen benim...
Melahat Kırtekin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder