kalk gidelim anne
buradaki akide şekerlerine boya sürmüşler
kalk gidelim anne
baktım göremiyorum tüm hayallerim ölmüşler
kalk gidelim anne
ben emekliyor olayım
sen de beni tavana asılı gıcırdayan beşiğimde salla
ben ağlayayım
sen bana olmayan sesin ile ninniler yolla
anne akide şekeri yersem
pamuk şekeri istersem
kağıt helva diye vızırdanırsam bana kızma
bak burada bu zamanda her şeyi yok etmişler
kalk gidelim anne
ben emekliyor olayım
sen de beni tavana asılı gıcırdayan beşiğimde salla
ben ağlayayım
sen bana olmayan sesin ile ninniler yolla
anne akide şekeri yersem
pamuk şekeri istersem
kağıt helva diye vızırdanırsam bana kızma
bak burada bu zamanda her şeyi yok etmişler
çocukluğumun tadını elimden alma
sana söz uyku vakti gözlerimi kendim kapatacağım
tabağımda ne varsa bitecek
hiçbir lokmayı arkamdan ağlatmayacağım...
kalk gidelim anne
burada kara trenler
kara kalpli insanlar indiriyor bu şehre
kocaman binalarda yalnız insanların ağlamalarını duyuyorum
anne burada kedilerin kuyruğuna teneke bağlıyorlar
her gece kulağı kesilmiş bir köpeğin imdatıyla uyanıyorum
ağaçları kesiyorlar anlamsız kağıtlar için
anne biliyor musun burada kimse mektup yazmıyor
hiçbir kağıt aşka yazılmış değil
tüm bankalar ağaçların üzerine sıfırı sonsuz borçlar yazıyor
kalk gidelim anne
burası bize göre değil
bizim dünyamız iki oda bir salon
nefesimiz birbirine değiyor
biri ah dese diğeri hemen duyuyor
burada herkesin kulağında kulaklık
biri can verecek olsa imdadı duyulmuyor
burda her yer öyle kirli ki
hiçbir beyaz sabun lekeyi çıkarmıyor
bıktım böyle kirli paslı gezmekten
hoş gezsem de kimse görmüyor
herkes öyle lekelenmiş ki şu şehrin lanetiyle
hiçbir leke çıkarıcı fayda etmiyor
sen çıkmayan vişne lekesine kızıyordun ya
vişne bu lekeler için fazla temiz kalıyor
anne kalksana hadi gidelim
Melahat Kırtekin
sana söz uyku vakti gözlerimi kendim kapatacağım
tabağımda ne varsa bitecek
hiçbir lokmayı arkamdan ağlatmayacağım...
kalk gidelim anne
burada kara trenler
kara kalpli insanlar indiriyor bu şehre
kocaman binalarda yalnız insanların ağlamalarını duyuyorum
anne burada kedilerin kuyruğuna teneke bağlıyorlar
her gece kulağı kesilmiş bir köpeğin imdatıyla uyanıyorum
ağaçları kesiyorlar anlamsız kağıtlar için
anne biliyor musun burada kimse mektup yazmıyor
hiçbir kağıt aşka yazılmış değil
tüm bankalar ağaçların üzerine sıfırı sonsuz borçlar yazıyor
kalk gidelim anne
burası bize göre değil
bizim dünyamız iki oda bir salon
nefesimiz birbirine değiyor
biri ah dese diğeri hemen duyuyor
burada herkesin kulağında kulaklık
biri can verecek olsa imdadı duyulmuyor
burda her yer öyle kirli ki
hiçbir beyaz sabun lekeyi çıkarmıyor
bıktım böyle kirli paslı gezmekten
hoş gezsem de kimse görmüyor
herkes öyle lekelenmiş ki şu şehrin lanetiyle
hiçbir leke çıkarıcı fayda etmiyor
sen çıkmayan vişne lekesine kızıyordun ya
vişne bu lekeler için fazla temiz kalıyor
anne kalksana hadi gidelim
Melahat Kırtekin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder